12 Ağustos 2015 Çarşamba

Jazz'ın Vedası

Hayat şartları ve koşuşturmaca yüzünden yazmaya ara vermek zorunda kalmıştım fakat kaldığımız yerden devam edelim.

Ne yazık ki Jazz 12 Ağustos'ta hayata veda etti. Annesi olmadan yavru bir yarasayı yaşatmak gerçekten zor bir deneyim oldu. Her gün taze meyve püresi ve su ile beslenmesi gerekti ve beslenme saati geldikçe her şeyi bırakıp ilgilenmek gerekiyordu. Başta etçil olabileceği için her türlü protein kaynağını denedim. Çiğ kıyma, pişmiş kıyma, çiğ tavuk, pişmiş tavuk, balık, yumurta... Hatta sinek yakalayıp onu bile önerdim fakat inatla ağzını dahi açmıyor, zorla ağzına soksam da tükürüyordu.

Daha önce de bahsettiğim gibi, meyve yarasasına benzemediği halde meyve denemeye karar verdim. Ağzı çok küçük olduğu için meyveyi püre haline getirip ağzına vermem gerekti. Biraz meyve biraz su diyerek yedi ilk birkaç öğününü. Her öğünde başka bir meyveye geçiyordum ki herhangi bir besin değeri eksik kalmasın; şeftali, muz, üzüm, elma...

Beslenme sırasında annesinin kanatlarına sarılı olma hissini yaratmak için kanatlarını kapatıp minik bir kadife kumaş parçasına sarıyordum. annesinin kanatları tarafından sarmalandığını zanneden küçük Jazz, hemencecik ağzını açıyor ve yemeğini beklemeye başlıyordu.

İstanbul seyahatimizden sonra, yaklaşık bir 5 gün kadar sonra, hastalanmaya başladı. Yemek yemeyi reddetti. Hemen bir veterinere götürdük, veteriner normalde hasta kedi ve köpeklere verilen bir konserve mama verdi. Bu konserve mama onu toparlar dedi. O konserve mamayı yemeye başladıktan sonra her şey daha da kötüye gitmeye başladı. Mama et içerikliydi ve Jazz'a dokunan şey bu mu oldu, yoksa zaten kötüye gidecek miydi hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ertesi gün iyice hastalandı ve hareket etmek istemez hale geldi, gün ortasında ateşi ciddi derecede düştü, ellerimle zor ısıtarak hayvan hastanesine getirdim. Deri altından serum ve ilaç verdiler fakat akşama kadar zor dayandı ve akşam hayatını kaybetti.

Doğum günü akşamımda Jazz'a veda ettim.